HER KARAKTER AYRI BİR TECRÜBE
Image

HER KARAKTER AYRI BİR TECRÜBE


Uzun yıllar profesyonel voleybol oynayan Melih Özkaya, 2011 yılında oyunculuk eğitimi almaya başladı ve TV dizileriyle oyunculuğa adım attı. “Yer Gök Aşk” adlı diziden aşina olduğumuz oyuncuyu son olarak “Emanet” adlı TV dizisinde Komiser Ali karakteriyle ekranlarda gördük.

Oyunculuğu nasıl tanımlarsınız?

-Oyunculuk belki de herkes için başka şey ifade eder ucu açık bi tanım olabilir ama bence oyunculuk kendinden uzak bir karakteri canlandırıp seyirciye tüm çıplaklığıyla inandırarak sunmaktır. Onlara sunduğun karakterle beraber etkileyebilmektir insanları, kendilerinden de bir şey bulmalarıdır mesela. Bununla beraber misafir olmaktır her haneye ailelerinden biri olmaktır bazen.

Dışarda karşılaştığın bi teyzenin seni kırk yıldır tanıyormuş gibi sıcak ve yakın davranmasıdır ve bunu hissedip benimseyebilmektir.

Şu sıralarda yer aldığınız projeleri öğrenebilir miyiz: Yakın zamanda sizi nerelerde görebiliriz?

- 2 sezondur Emanet dizisinde Ali komiser karakterini canlandırıyorum. Önümüzdeki zamanlarda nerede hangi projede olurum bilmiyorum ancak istediğim; bir dönem işinde savaşçı bir karakteri canlandırmak.. Eğitimlerimi de özellikle bu yönde alıp kendimi geliştirmeye devam ediyorum.

Dizilerde canlandırdığınız karakterler içinde şimdiye kadar sizi en çok zorlayan hangisi oldu?

-Beni zorlayan bi karakter oldu diyemem ancak geçen yıl oynadığım bir dizide acımasız bir komutanı canlandırdım. Bu benim ilk kötü karakter tecrübemdi. Oynarken keyif aldım ve aldığım geri dönüşler de bu konuda olumluydu.

Yer alacağınız proje seçimlerinde öncelikleriniz neler? Neye göre karar veriyorsunuz?

-Güçlü bir yapım şirketi tercihim olurdu ilk başta, oynayacağım karakter ve onu nasıl benimseyeceğim de önemli tabi. Ancak tercih şansım olsa dediğim gibi dönem projesi olsun isterdim. At binmeyi seviyorum, bana çok özgür hissettiriyor. At üstünde çalışmak ne kadar yorucu olsa da bu tarz bi işte yer almak hayallerim arasında. Bu arada 3 yıl önce tarihi bir sinema filminde yer almıştım. Yeniden böyle bir tecrübe yaşamak isterim.

Kabul edip veya red edip sonrasında pişman olduğunuz roller oldu mu?

-Hayır böyle bir tecrübem olmadı. Kabul ettiğim hiçbir rolden pişmanlık duymadım.

İyi karaktere hayat vermek mi daha zor, kötüye mi? Kötü karakteri canlandırmak, oyuncuya daha geniş bir alan açıyor mu?

 -Biraz öncede bahsetmiştim kötü karakteri canlandırmak benim için keyifliydi ve farklı hissettirdi. İnsanlar genellikle kötü karakterleri sevmez diye bir algı var ancak halk böyle bir karakteri severse tam sever diyebilirim.. Benim için kötüyü oynamak hiç zor olmadı o yüzden bu daha zor diyemeyeceğim. Bana göre duygusal bir karakteri canlandırıp seyirciye bunu inandırmak belki biraz daha zor olabilir ama ikisinde de ayrı ayrı çok keyif aldım diyebilirim.. Elinize geçen her farklı karakter size ayrı bir tecrübe kazandırır. Bu yüzden de birbirinden ne kadar farklı karakteri oynarsanız o kadar ufkunuz genişler bir oyuncu olarak.

Dizi setlerinden unutamadıınız bizimle paylaşabileceğiniz bir anınız var mı?

 -3 yıl önce yer aldığım tarihi sinema filminde ağaca çarpıp attan düşmüştüm. Unutamayacağım bir anıydı hem çok canım yanmıştı hem de dışardan görünen sahne bir o kadar komikti. Monitörden kendimi izleyip tüm ekip arkadaşlarımla çok gülmüştük. Ve atın hiçbir kabahati yoktu :)

Uzun yıllar voleybol oynadınız, spor disiplininin oyunculağa etkisi var mı? Bu eğitimin size faydaları oldu mu?

-Disiplin, çok evrensel bir mesele. Hayatta eğer bir şekilde disiplinli olmayı öğrenip bunu yaşamınıza kazıdıysanız, önünüze gelen her alanda bu böyle devam eder. Bana her zaman disiplinli olmak çok şey kattı. Ne yapıyorsanız yapın disiplin hayatınızın odağında olmak zorunda başka türlü başarılı olamazsınız.

11 yaşından beri profesyonel anlamda sporla uğraşmam bana bunu çok iyi öğretti şu anda da bunun meyvelerini topluyorum.

Şu sıralarda yapmaktan keyif aldığınız sporlar neler? Hangi yönüyle size fayda sağlıyor? Tavsiye eder misiniz?

 -Fiziksel durumum kondisyonum bununla beraber sportif yapım ve dış görünümüm benim için çok önemli. Küçüklüğümden beri taşıdığım bedene çok önem verdim. Hayatta olduğum sürece de bu böyle devam edecek.

Şu anda en çok yaptığım ve yapmaktan da keyif aldığım spor, yüzmek ve koşmak. Beni her zaman canlı hissettiren, içinde efor barındıran her türlü aktivite, hayatımın bi parçası olarak kalacak.. Uzun yıllar çevremdekilere sporu sevdirmeye çalıştım ve uzun bir süre fitness eğitmenliği ve yaşam koçluğu da yaptım.

Bedenimiz, hareket etmek için tasarlanmış bunu kabul edip hayatımızı bu şekilde yaşamamız gerek. Hayatımın her alanında ve döneminde insanlara bunu inandırmaya çalışacağıma eminim.

Yakın zamanda sizi en çok etkileyen kitap, film ya da dizi hangisi/hangileri oldu?

-Geçen hafta izlediğim Uysallar isimli Netflix dizisi beni epey etkiledi. Klasik senaryo mantığının aksine sonunda izleyiciyi şaşırtmaları hoşuma gitti açıkçası. Oyunculuklar ve fikir de beni oldukça tatmin etti.

Son olarak ise; Kıvanç Tatlıtuğ’un başrolünde olduğu Netflix’teki Yakamoz dizisini izledim. Oldukça sürükleyici ve son bölüme kadar merakla beklediğim başarılı bir projeydi. İzlemenizi öneririm.

Genelde psikoloji kitapları ve ruhsal gelişim kitaplarına meraklıyım. “%100 düşünce gücü” kitabını okumuştum en son ve herkese tavsiye ederim.

Peki bu yoğun tempo arasında kendinize zaman ayırabiliyor musunuz? Size özel kaçamaklarınızı öğrenebilir miyiz?

-Rol aldığım dizi, sezon arasına girdiği için kendime ve sporuma bol bol zaman ayırabiliyorum, gezip görmek istediğim yerlere gidiyorum. Ancak set döneminde bunlara pek vaktim olmuyordu. Haftada bir gün repo günümüz oluyordu onda da günüm yüzmeyle geçiyordu. Bu günlerde ise vaktim olduğu için her günümü sporun başka bir dalıyla ilgilenerek geçiriyorum.

Sık sık seyahat eder misiniz?

-Macera arayışlarını hep sevmişimdir. Kamp yapmayı, doğayı her anında yaşamayı çok severim. İnanılmaz bir doğa tutkunuyum. Drone’umla sık sık gezdiğim yerlerde doğanın bütün güzelliklerini kaydederim. Set olmadığı dönemlerde vakit buldukça arabama atlayıp gezebildiğim kadar gezmeye çalışırım. Uzun yol şoförlüğüm iyidir.

Seyahat alışkanlıklarınız veya tercihleriniz var mı?

-Dediğim gibi doğaya açılan bir macera her zaman önceliğim olmuştur. Özellikle deniz ve güneşin olduğu her yer benim için idealdir. Tehlikeli ve yüksek kayaların olduğu heyecan verici mekanları da tercih ederim her zaman. Yüksek yerlerden denize atlayıp saatlerce yüzebilirim. Tatil köyü gibi yerlerden ziyade daha doğayla iç içe ortamları tercih ediyorum.

İmkânınız olsaydı hangi yönetmenin hangi filminde oynamak isterdiniz? Neden?

-Çağan Irmak'ın Babam ve Oğlum filminde yer almak isterdim. Çağan Irmak'ın pek çok filmi dokunaklıdır ve beni hep etkilemiştir. Bu sebeple kendisinin bende ayrı bir yer var. Ancak Babam ve Oğlum filmini ilk izlediğimden beri bende yarattığı etki, diğer filmlerden çok başka bir yerde. Filmin setinde bulunabilmek için bile rol farketmeksizin yer almak isterdim.

Yurt içinde ve dışında gözde tatil lokasyonlarınız var mı?

-Benim çocukluğum Antalya Adrasan’da geçti. Küçüklüğümle alakalı hatırladığım ilk tatilim olabilir. O yüzden Antalya Adrasan’ın yeri bende her zaman başkadır ve doğayla iç içe bir tatil arıyorsanız şiddetle tavsiye edebileceğim bir tatil beldesidir. Yurtdışında da birçok ülke gezdim. Sporcu geçmişimden dolayı aklımda kalan Rusya'daki Saint Petersburg şehridir. Özellikle Temmuz ayında kesinlikle görülmesi gereken bir yer. Sebebi ise; asla gece olmaması... Okuyuculara mutlaka bu tecrübeyi yaşamasını tavsiye ederim.

Röportaj: Zeynep KUN | Pegasus Magazine

Fotoğraflar: Ece OĞULTÜRK